YAZARLAR

Yeni bir hayat lazım

Maviş gözleriyle olanları anlamaya çalışıyor! Anlasa dahi ne çıkar ki, kendini ifade edemeyince! Ah bir anlatabilse, arkadaşlarına, öğretmenine olay çözülecek aslında. Bu yüzden derste pek te fazla birşey yapamaması, hatta okula gelirken isteksiz adımları. Bu yüzden arkadaşlarının alaycı bakışlarından rahatsız olması, oyunlara iştirak edememesi. Ah kendini ifade edebilse!!! Kimbilir, belki hem bugününü hem yarınını kurtaracak!

Her canlı bir kavganın içine doğar. Tutunmaya çalışır, deneyerek, yanılarak, çabalayarak. İnsan da öyledir. Hayat kavgası dediğimiz bu süreçte herkes ama herkes; anlatmak, anlaşılmak ihtiyacı duyar. Dinlenildiği vakit değer gördüğü kanısına varır, ikinci cümleyi kurmaya cesaret eder.

Yukarıda verdiğim örnek çoğumuza yabancı değil. Sadece dil bilmediği için eğitim hayatına bir sıfır yenik başlayan çocuklar gibi, iş hayatına veya evliliğe de daha hazırlıksız ya da eksik başlayanlar var. Veya nasıl davranıp tepki vereceğimiz durumları kestiremediğimiz olaylar. Bazen yaşamak hayatın dışında, çok uzağında nefes almaya çalışmaktan öteye gitmemektir. Emin adımlarla yürüyemeyince insan, sendeler, yavaşlar, hatta tökezleyip düşer.

Kendini değerli hisseden insanlar, duygularını açık ve rahat anlatabilir, dolayısıyla kendini ifade edebilir. Ancak kendini değersiz hisseden insanlar, duygularını açığa vurmaktan, hatta konuşmaktan kaçıp içine kapanıyor. Çünkü kabul görmeyeceğinden korkar.

Her an, hayata tutunmak için bir zaman dilimi, her yeni başlangıç verilen bir fırsat olabilir.

Hiçbir mesele, bizim yaşadıklarımızdan daha önemli, savaştıklarımızdan, kaçtıklarımızdan ve yakalayamadığımız hayati fırsatlardan daha mühim değildir. Yeter ki yerinde ve zamanında hareket etmeye çalışalım.

Sevgileri yarınlara bıraktınız

Çekingen tutuk saygılı,

Bütün yakınlarınız sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden

(siz böyle olsun istemezdiniz)

Kalbinizi dolduran duygular, kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlarda umuyordunuz

Çirkindi dar vakitlerde sevgiyi söylemek

Yılların telaşlarda bu kadar çabuk geçeceği aklınıza gelmezdi.

Behçet Necatigil

En çok anı yaşamaya cesaret edenlerin, vaktinde davrananlarındır hayat. Bazen senin alamadığın riski alanlar, hayal ettiğin hayatı yaşarlar. Dünkü esaret sarmaşık gibi sarmışsa benliğinizi, zincirlerinizden kurtulmak kolay olmayacaktır. Oysa hayat enerjinizi yükseltecek birçok etken vardır.

Varsayılan yarına geç kalmamak için kolları sıvamak, hayatta belli hedefler belirleyip hergün hedefe bir adım daha atmak gerek!

Arasıra geçmişe çok kısa bakıp mesafe katedip etmediğinizi yoklamak mesela. Meşguliyet insanı monoton yaşamaktan kurtarırken, birşeyler başarıyor olmanın verdiği haz insana pozitif enerji verir. Hep tüketici olmak yerine üretken olmak, hayatınıza maddi ve manevi çok katkılar sağlayacaktır. „İki günü aynı olan zarardadır“ hadisi bu konuda mükemmel bir motive edicidir.

Her durumda sırtınızı yaslayacak bir dosta, arasıra da olsa fikirlerinizi  paylaşıp, rahatlamak gerek. Bazen farklı fikirler inanılmaz yeni fikirlere ışık tutar.

Düzenli uyku ve yemek, vücuda gereğinden fazla yük yüklememekte çok önemli bir faktördür. İnsan da kapasitesi dahilinde verimli olur.

Yüce Allah bizim neleri yapabileceğimizi bildiği için, vücudumuza ve ruhumuza belli kod ve yetenekler depolamıştır. Yaşaya yaşaya  öğreniyoruz hayatı, keşfediyoruz kendimizi. Öğrendikçe ya cesaret edip bir adım ileriye gidiyoruz ya da pes edip geride kalıyoruz.

ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert